Friday, September 21, 2007

kendim.ben.bir.hic...

kendimi bildim bileli boyleyim. neden boyle deme ihtiyaci hissettim bilmiyorum. durup dururken evet. icim icimi yese de.. durup duruken.. kendimi baska seylere vermekten alikoyamiyorum. hic soz dinlemiyorum zaten ben. yapma diyorum, dinlemiyorum. gulunmemesi gereken durumlara guluyorum, oole arsizca, utanmadan.. kendini bilmez gibi. madem oyle kendimi bildim bileli nasil boyle oluyorum. ben kendimi bilmiyosam, oole kendimi bilmeden guluyosam.. toparlayamadim. tanimiyorum ben zaten kendimi. esek kadar kiz olmusum.. halaa daha... kimsin sen diyolar, ben onlara okul falan anlatmaya basliyorum; bilmemkac yilinda surda dogdum, iste surda okudum burda okudum. sanki cok guzel yerde okumusum da.. saf iste. kardesim su, anam babam sunlar.. boole hayvanlarim vardi benim, hepsini de cok sevdim... saclamalayi biraksana...



aslinda yalancinin tekiyim ben. herkes gibi.


bos seylerle vakit oldurmeyi cok severim.

hic bi konuya tamamen hakim olmamakla birlikte bi cok konuda da dunyadan haberim yoktur.

ne kadar aglarsam agliyim, iki dakika sonra karnima kramp girecek sekilde gulebilirim.

insanlara iyilik yapmayi severim karsilik beklemeden (aslinda beklemeden diil de, o kadar safim ki dusunmek aklima gelmez).

en sevdigim icecek su benim.

dunya uzerinde olmazsa olmaz dedigim sey de cikolata.

kucukken cok aglarmisim.

bi tane bebegim vardi, adi can, en sevdigim oyuncagim oydu. hala duruyo odamda.

bi de annemin zoruyla arkadaslarimla paylastigim kirmizi bisikletim vardi.

dugme diye bi kitabim da vardi benim, okumayi bilmesem de o siralar, en cok onu okumayi severdim.

karanliktan hic korkmam, aksine karanlikta olmak hosuma gider.

ayni sekilde yuksek yerlere karsi ayri bi tutkum var.

mimiklerim o kadar guclu ki, ne dusundugumu aninda anlayabilirsin yuzumden, iste bu yuzden hic rol yapamam. ama yine de basariliydim tiyatroda. uydurma.

lisede en yakin bikac arkadasim disinda kimse sevmezdi beni.

universitedeyse cete basiydim. sevmislerse sevmislerdir, bilmiyorum.

saclarimin uclarini ayiklarim bunaldigimda, pins'ten bulasti bu bana.

en sevdigim hayvan kaplumbaga, ama kaplanlara da hastayim, hatta kucukken hayalim bi kaplani evime alip besleyebilmekti. evcillestirip falan.

yeni insanlarla tanismayi cok severim.

caliskan bi insan diilim aslinda, ders bakimindan.. birinin beni yonlendirmesi lazim.


"hayatinin en guzel yillari universite yillari olucak." dediklerinde inanmamistim. ama hakli ciktilar.

bazen cok usengecim, ama yine de cok enerjigim.

utangactim da eskiden. ama simdi diilim sanki.

obur oldugum soylense de sadece abur cubur bakimindan oyleyim.

fotograf cekmeyi cok seviyorum, daha cok insan..

bacaklarim carpik.

dislerim ayrik.

bi gun cok yuksekte ucan bi ucaktan parasutle atlicam, biliyorum..

deniz kenarinda bi evdeysem hasta olmasam bile burnum akar.

sinirlenince kafami cok kasirim.

oyunlarda hile yapabilecegim ortam olussa bile yapmam.

kutuphanedeki eski kitaplarin kokusunu cok seviyorum.

bi de domatesin orta kismindaki jole gibi olan yerleri yemeyi.

kucukken benzin kokusundan parfum yapsalar keske diye dusunurdum.

yine kucukken -simdi guzel oldugumu soylemiyorum ama- cok cirkin oldugumu dusunur ve erkek olsaydim keske derdim.

cok sakarim. mesela dun kilerden un kavanozunu cikarmaya calisirken -ki yuzumun hizasinda tutuyodum kavanozu-ayagim kaydi. kavanoz once kilerin kapisina sonra agzima carpti. dislerim acidi.

bi gun evim/odam oldugunda duvarlarini kendim boyucam.

yere kadar olan perdeleri cok seviyorum.

bi de cam kenarindaki yataklari.

muzik aleti calabilen insanlara hayranim, canli muzik olsa sabaha kadar dinlerim.



bunlari neden yazdim, ne gerek vardi? yoktu bi geregi, zaten maksat sacmalamak degil mi surda... bu arada ilk yazdigim madde yalandi. hangisine inanirsan...

0 BIDIBIDI: