Thursday, May 29, 2008

bak, ben.

ay aman, daha neler! seyler.. gezmeler, tozmalar, deli gibi calismalar. evet oncelikle bu konuya deginmek istiyorum; son 2 haftadir deli gibi calisiyorum.. dun restorani ben kapadim mesela, bildigin anahtarla. gecenin 12sinde. eve 1de geldim. sonra sabah kalk 9da derse git -ki bunun icin 7bucuk gibi kalkiyorum-. sonra oglen yine ise falan, gerisini biliyosun.. susmam ama. konusurum, konustum. dedim cuma ve pazartesi tatil ilan ettim, ok? ok dedi charlie. nerelere gideyim, nasil edeyim. sen aklimi tut yaaarabbi. sarki var di mi boole? yamulmuyosam, evet. paragraf basi.

ikinci konu gezmeler.. bu uzun bi konu, cunku 4 gun surcek. ama simdilik sadece ozet verebiliyorum. nedir? cuma, cumartesi atlantic city. casinolar, alisveris yerleri, uzuuuun bi boardwalk'u var bilindigi uzre. bi de akvaryum mu varmis neymis, kismet.. sonraa.. ev. 1 gece dinlence, ardindan jones beach'te guneslenirken dinlenmece. long island'daymis, guzelmis. okyanus soguktur gerci ama.. olsun, deniyelim. son olarak da (en sevdigim kisim yalniz burasi, dikkaaat!) six flaaags! nerden bildin? evet. feylo'yu da alicaz yanimiza. kutu kolalarimiz da var, indirim yaziyo ustlerinde kocaman. negzel olcak yine. her bi seye binicez. gercekten bak. bitti gezmeler.

baskaaa... merak ettigin icin soyluyorum, kurabiye yiyorum. afiyet olsun, saol. chocolate chip. yok ben yapmadim, aldim bu sefer.. Hıı..

Tuesday, May 13, 2008

bunu ben yazmadim

tombik tombik terliklerim olsun, ayaklarim onlarin icinde huzura ersin. Papatyalarim olsun ama kirmizi olsun ortlari, bir de  kucuk bir balik olsun adi da kimilcan olsun. Usudugumde kimilcana soylesem, o da bana ogutler verse, peki ya o balik diye hafife almadan ogutlerini dinleyebilir miyim? Ortmenim canim benim canim benim!?!

siidii calar

parmakliklarin arasindan gokyuzune bakmaya calisti kafasini kaldirip. onundeki duvarlar cok yuksek oldugundan hucresi bile aydinlanmiyordu. yine de denedi, bir ihtimal. 2 gundur agzina yemek koymamisti. bulundugu ortama alismasi zaten zaman alicakti ki burda daha ne kadar kalacagini bile bilmiyordu. kokunun da farkinda olmamaya baslamisti. nerden geldigini hala anlamadigi garip sesler.. oeh dedi ne bu boyle. yeter bu kadar oyun. cikti siyrildi kabugundan, kafasindaki kaski cikardi. paletlerini giyip denize atladi. baliklarla dans etti. mutlu bi hayat yasadi. evlendi. 3 denizkizi dogurdu. oyle buyurdu tayyip. burasi Turkiye'ydi.

Monday, May 12, 2008

cekirdek

kusmek istemedim ama o zorladi. konusamaya vaktimiz bile yok, baksana dedi. neden olmasin ki konusmaya vaktimiz? kase kase cerezimiz bile vardi oysa bahcelerde otururken. citlatirdik cekirdekleri, dudaklarimiz yanardi sonra. o zaman vaktimiz varsa simdi de olmali bence. bu kadar uzaklik mani olmamali. karsilikli meyve yiyemez miyiz simdi? internet diye bisi varmis, cok yararli bisimis dedim. hallederiz uzakligi dedim bi de. ama inanmadi. oyle sey mi olurmus canim dedi. canim dedi. peki dedim, kuselim o zaman. ama kavga etmiyelim olmaz mi, dedim. olmaz dedi. sen o yedigimiz cekirdeklerin icinden cikan taslari benim kaseme koyardin, biliyorum, seninkinden neden hic tas cikmadigina aklim ermezdi o zamanlar, dedi. illa kavga edicez yani dedim. peki. ben koyardim o zaman dedim. sirf kavga edebilmek icin. ettik, kusmedik ama. baristik sonunda. interneti kullanmaya karar verdi. sevindirdi. bana bi kart verdi gitmeden. sey yaziyodu: "blogunda sakin benden bahsetme, bi de cekirdekleri yalniz yeme."