Wednesday, February 28, 2007

tavuk sote

iki saattir tavuk sote tarifi ariyorum. daha dogrusu ac bi karinla alisveris yapmanin dayanilmaz hafifligini... tamamlayamadim cumleyi. zaten hafiflik diil o. agirlik resmen.

misir, bezelye, havuc, fasulye karisimi gibi bisiy aldim. tavuk sote yapicam aklim sira.. bilmiyorum o anda ne dusunuyodum.. eve geldim, hepsinin icinde bulundugu bi tarif aradim bulamadim. zaten farkettim ki "kusbasi" tabiri cok vahsi ve yemek tarifi siteleri bizle cok yuz goz oluyolar.. oyle yapalim, soyle ilave edelim, kavuralim falan.. sanki beraber yicez yemegi dedim. bi de boyle dedim:

"simdi oncelikle soganlarimizi (evet, bizim onlar!) dogricaz. oldurcez onlari (nihahaaa). sonra tavuklarimizi (kestik hepsini. oldurduk) muhabbet kusu basi iriliginde dogricaz. kizartcaz azcik. sonra da minik sevimli bahcemizden topladigimiz mantarlarimizi 4e bolup karisima ilave edicez. domates biber falan ne varsa aticaz icine.. oole suyunu cekene kadar sotelicez. pisicek. bu kadar. afiyet olsun bize!"

-kendi yemek tarifi sitemi acicam.
+ac, hic yuz goz olma okuyucularla.

over my head

i never knew. i never knew that everything was falling through. that everyone i knew was waiting on a cue, to turn and run when all i needed was the truth. but that's how it's got to be, it's coming down to nothing more than apathy. i'd rather run the other way than stay and see. the smoke and who's still standing when it clears. everyone knows i'm in over my head, over my head, with eight seconds left in overtime she's on your mind, she's on your mind...

let's rearrange, i wish you were a stranger i could disengage. just say that we agree and then never change, soften a bit until we all just get along. but that's disregard, find another friend and you discard as you lose the arguments in a cable car, hanging above as the canyon comes between. everyone knows i'm in over my head, over my head, with eight seconds left in overtime she's on your mind, she's on your mind.

and suddenly i become a part of your past. i'm becoming the part that don't last. i'm losing you and its effortless.

without a sound we lose sight of the ground in the throw around, never thought that you wanted to bring it down. i won't let it go down till we torch it ourselves. everyone knows i'm in over my head, over my head, with eight seconds left in overtime, she's on your mind, she's on your mind...

Monday, February 26, 2007

cekirdeksiz.

"ha cekirdekli, ha cekirdeksiz! bosver, ikisi de insan. yiyiver gitsin..." dedi.

"ya ruyaysa?!" dedim. ama diildi. mor kulakli olanin sol ust gozune baktim. ama once yuzume boyle acinasi bi ifade takindim. yani yolda oyle bi cocuk gorsen butun sekerleri alirsin ona, o kadar.. baktim, baktim... o da bana bakti...

sonra aklima bisi takildi. "lan," dedim, "cekirdekli nooluyo ki? cekirdekli miyim o zaman ben cekirdeksiz miyim?" baktim soyle bi kendime. cozemedim..

yine gozune baktim ama o bana bakmiyodu. diger gozleri denedim.. ama o iki burunlu olanla konusmaya basladi.. nefesi bok gibi kokuyodu.

"amma da selektifmissin haa!"
"o ne demek be? selektif?"
"diyorum ki: bosver, yiyiver gitsin.."

"ah! gittim iste simdi." diye dusundum. uc gozu bana bakiyodu. bi gozu iki burunluya.

of, bu gerilim insani olumden beter ediyo diye dusundum sonra. sonra da ne cok dusunuyorum diye dusundum.. ne cok dusunuyordum hakkaten.. dusunmeyi kesip bisiler yapsam iyi olucakti. ama oyle siki tutmustu ki beni kipirdayamiyodum. elini isirmaya calistim, hic tepki vermedi. sinek isirigi gibi bisi dedikleri bu heralde dedim.

sonra her yerim yanmaya basladi, ustume bisi dokmustu aptal sey! yemegi bunlar da sicak seviyo heralde.. sonra agzina dogru son yolculuguma ciktim..

yedi beni! hem de cekirdekli miyim, cekirdeksiz miyim ogrenemeden...

ama sanirim cekirdeksizdim ki cignemeden yuttu..

gerisini hatirlamiyorum...

Saturday, February 24, 2007

gunaydin, ama uyuyo herkes.. ne sacma.

simdi uyuyo herkes. bi ben kalktim. ama neden kalktim bilmiyorum. boyle gozlerim aciliveriyo birden. sonra kalkiyorum hemen yataktan. cunku debelensem biraz daha uyiyim diye kesin uyuyamicam, vakit kaybi.. sidikayi uyandirmadan ciktim odadan. evet, sidika geldi dun. liseden arkadasim. cok samimi diildik lisede ama bayaa kalem alis verisi yapmisizdir. yok yok saka.. arkamda oturuyodu. sessiz sakindi boyle o zamanlar benim gibi. sonra noolduysa boole bicir bicir bisiler olmus. yine benim gibi. konusuyorum ben de.. bazen, tamam! neyse iste ama cok degismissin demisti bana. ne zaman demisti orayi atladim. oyle bi anda degismedim tabi bukalemun gibi.. biz iletisimi kopardiktan sonra bigun sokakta karsilarsik. film gibi boole. ee nerde okuyosunlar, aa ne guzeller... telefon numaralari. yeni fikirler.. oneriler falan. sonra kendini new york'ta buldu birden. iyi de oldu. kisacasi (ne kisasiysa) sidika geldi. herkes de uyuyo.. gezicez. bakicaz..

aa bi de herkes new york'a gidiyoken ben onu buraya cagirdim.. neden yaptim bilmiyorum. ben new york'a gitseymisim daha mantikli olurmus. millet yeni cin yilini kutlucak.. yazamiyorum da. cin diil o. hani ulke var ya, ondan. iste china town'a gidiyo herkes. nolcak yeni yila girince bilmiyorum ama kutlucakmis herkes.. ama hic bisi degismicekse neden kutliyim? yani ertesi sabah erkenden kalkmak zorundaysam, calismak zorundaysam neden yeni bi zaman dilimine girmeyi kutliyim ki..

tamam yeter bu kadar zaten okuyunca sikilcaksin. cok uzun yazilari okurken ben de bazen sonunu getirmeden bunaliyorum. o yuzden yeter bu kadar. ama bak simdi, paragraflarin arasinda bosluk olunca daha cok gozukmesi gerekiyo bence. ama oyle ben daha rahat okuyorum. bana daha az geliyo oyle.. ya da geliyolar bana...

zaten neden yazdim.. unuttum. ama onemli olan yazmis olmam bence. millet abuk sabuk seyler yaziyo. tamam bu da olmadi. gidiyorum ben. kib. byes.

Tuesday, February 20, 2007

anasini sattiminin dunyasi

evet aynen oyle, anasini sattiminin dunyasi!
bisiyler bitiyo ama yeni bisiyler baslamiyo. neden bilmiyorum. baslatmaya calisiyorum ama dedim ya anasini sattiminin dunyasi, baslamiyo. hic baslamiyo. hep bitiyo...