Tuesday, May 24, 2011

temporary happy ending

Tuesday, May 10, 2011

recycle


roommate denen varlik garip sey.

zor

annem zor bi insan. biraz catlak, biraz komik. soylediklerinin coguna "evet, anne" diyip gecistirmek zorunda kalsam da, cok soru sorsa da seviyorum, ozluyorum. annem o benim. kardesimin de annesi. kardesim 17 yasinda. onu sevmedigini soyluyo orda burda ve ben uzuluyorum. aslinda uzulmemem lazim, cunku ben de 17 yasindayken annemi cok sevdigimi hatirlamiyorum. buyuyunce daha iyi anliyo insan. kardesim de buyucek. buraya gelince ona telefonda "anne, seni cok ozledim" dicek, biliyorum.

ruyamda annem sacmaliyodu. bana zorla bisiler yaptirmaya calisiyodu. aksamustu saat 7 falan. babami arayip "yolda misin? gel kurtar beni." diye agliyodum. "annem yine sapitti." karsiliginda "napicaz biz bu kadinla?" diyodu babam. iste o an cok uzuluyodum. aralarindaki iliskinin nasil bu duruma geldigine..

dusundum simdi, buyuyen sadece ben diilim. aci olan, bi sure sonra buyume'nin yerini yaslanma'nin almasi..

Saturday, May 7, 2011

bir gun

sabah. uyaniyorum. bilmedigim bi evdeyim. yanimda sevgilim. ev arkadaslarini goruyorum. salon yatakhaneye donmus. birinin yanina gidip oturuyo. gazete okurken kiz onun omzuna cenesini dayiyo. kiskaniyorum. sevgilim sesli okuyo gazeteyi. bi koltugun arkasina saklanip yatiyorum, sevgilimi dinliyorum haberleri anlamadan, sesini sadece. yanima geliyo, opuyo beni. partiye gitmemiz lazim artik diyo. motosikletine atliyoruz. ama cok yakin, 2 dakika bile surmuyo. tekne gibi bi ev. oltalar, baliklar. cok acim. yemeklerin hepsi balik. saat aksam 4 olmus, ben hala kahvalti etmemisim. camasirlar aklima geliyo. restoranda birakmistim iki siyah cop poseti icinde. diger yemekler hazir olana kadar camasirlari hallederim, hem gozdeyi de gorurum, nasil olmus bi bakarim diye dusunuyorum. sokaklar garip metrodan inince, yanlis cikistan cikmisim. hava karanlik. istedigim caddeye ulasmak icin gectigim sokakta bikac isci adam. yoldan gecenlere bakip bisi soyluyolar. tam ben gecerken egilip bacagimdan tutuyo biri. birak beni diyorum, polisi ararim. bana kotu kotu bakip bi sure takip ediyo. ben elimi telefon icin cebime attigimda bi sigara paketi geliyo. hafif kirilmislar, tutunleri dagilmis. tiksiniyorum. camasirlari aliyorum restorandan ama gozde orda diil. zaten benim camasirlar o kadar da fazla diilmis. basim donuyo acliktan, bi yerde oturmam lazim. evsiz biri denk geliyo yanima, siyah posetimi karistirmaya calisiyo. cok gucsuzum, sadece poseti cekip gidiyorum. icinden turkuaz, suet bi omuz cantasi duser gibi oluyo. hic benim tarzim diil, bunu nerden buldum ki diye dusunuyorum. anneminmis. kuzenimin evine ugruyorum, annem ordaymis. bora'yi da gorurum hem diyorum. buyumus bora ama hala yuruyemiyo. halbuki son gordugumde yurumeye baslamisti. annem sacmaliyo, yuksek sesle konusuyo bi ara cok. sikinti basiyo. hala acim. botlarimi bulamiyorum bi turlu, birinin cantasindan cikiyo sonunda. kuzenim bana sariliyo giderken, bu kadar arayi uzatma bi daha diyo. partiye geri donuyorum. parti restorana tasinmis. italyan-japon. bi kiz bana yemekleri anlatiyo ama ben orda calismaya baslicakmisim gibi. italyanla japon yemekleri nasil bi araya gelir ki, uyumsuzlar cok diyorum. kiz anlatmaya devam ediyo. sevgilim ortalikta yok. hala acim. ya acligimi unutuyorum ya da bisiler yiyorum bi sure sonra. odamdayiz, sevgilimle. bilgisayarin basinda bisiler yapiyo. banyoya girip gelicem diyo sonra. ben uyuyakaliyorum, cok yorgunum.