Friday, October 23, 2009

buyuk

sali gununden beri iki restoranla gorusup duruyorum garsonluk isi icin.. yuzyuze olan son gorusmeler de gayet iyi geci. ikisi de cuma haber veririz dediler. 

bugun cuma, saat 6:43. hala haber yok.

bunlar da olmazsa cok buyuk hayalkirikliginaugricam sanki.

bana is bul. yoksa banka hesabimdaki yuklu bakiyeyle sana kahve ismarlamam.

iyi dersler arkadaslar, saol.

kendim yaptim.

color and design dersi icin projemizde renklerle calisiyoruz. daha dogrusu calisicaz.

ciziyorum 2 haftadir bisiler, olmuyo, begenmiyorum. orasini siliyorum, burasini degistiriyorum falan.. hocaya gosyeriyorum sonra icime sinice.. bakiyo bakiyo. burda bu olmaz, bunlar cok zit. bu burda cirtlak durur diyo..

fenalik geldi sonra bugun, renk grubumu ine degistirdim. bu sefer hocaya gostermedim. boyamaya basladim. hoca geldi yanima bi ara, bakti. guzel gorunuyo dedi.

tabi, sen renkleri gormuyodun cunku. ben bi boyiyim de gor sen.

neymis? baslamadan bilemezsin.

aferin.

Thursday, October 22, 2009

kiss and fly

havaalanlarinda kiss & fly bolumunun oldugunu ilk gecen sene farkettim. 

ne guzel bisi diye dusunmustum o zaman "kiss" kismina agirlik verip heralde.

gecen gunse acikli geldi cok, ucan baskalari olucak diye mi ne?

diillermis.

biraz once babamla konustum. annem arkadasindaymis. catlak bi insan o da, annemden biraz daha fazla belki.. orayi ariyim o zaman dedim. aradim, acmadilar.. babami geri aradim:

-baba, acmadilar.

+aa sarhoslar mi ki..

cok guldum sonra.

aradim yine, sarhos diillermis.

Saturday, October 17, 2009

di mi.

cok tanidik geldi..


*

Sunday, October 4, 2009

caanim brandi.

kadinlar saclarini kabartmamalilar. onumde oturandan bahsediyorum. kabarticaksan da onume oturma. agresif basladim ama brandi'den bahsedicem aslinda. ondan boole. goremezsem kotu olurdu, neyse ki yanimdaki koltuk bostu.

oncesinde...

"bi fotograf cekiyim":


"koysana kamerani cantana, bak almicaklar iceri"

"alcaklar ya! neden almasinlar?"

-*-

biletler?

burda.

cantana bakiyim.

buyur.

kameraya bakiyim.

baak.

lensi cikiyo mu bunun?

evet.

aa o zaman fotograf cekemezsin icerde. ben biletin ustune de yaziyorum bak, yakalarlarsa uyarmadi deme..

tamam o zaman. 

-*-

negzel halilar, klibinde de vardi onlardan.

oyle mi?

oyle.

-*-

ongrup da iyiydi baya, 3 kiz baslamislar muzige. 2 de erkek katmislar yanlarina. guzel guzel calip soyluyolar. bakiniz: katie herzig

brandiea! yalinayak cikti sahneye, yirim. o halilari da ondan koyuyolarmis meger, caaanim brandi'nin ayaklari usumesin diye. oeh.

nasil boole enerjik bi gorsen. baskalari da oole diceksin sen simdi ama bu baska. evet..

"sokakta gorurseniz beni, adim brandi carlile (karlil diye okunuyo)" dedi. "degisik versiyonlari da brandi karlayl gibi.. hatta birisinin the story diye bagirdigini duydum" da dedi.

tek sarkiyla meshur olanlar gibi the story'de milletin delirmesi garipti. muhtesem bi sarki olabilir tabi. ama digerlerine de laf soyletmem.. yapamam bunu.

bikac hikaye anlatti bize. 12 yasinda duvarlarini posterleriyle susleyecek kadar hayran oldugu elton john'la tanismasini mesela.. "eminim aklinizda bir suru sey toparliyosunuz ne soyliceenize dair, ama emin olun onunla karsi karsiya geldiginizde akliniza hic bisi gelmiyo" dedi. tam onunla tanismadan bikac dakika once de aklinda tek bi soru varmis "acaba elton john ne giyicek?" ve tanistiginda tam dusundugu seyler varmis uzerinde, bi de pembe cerceveli gozlukler. 

bi de that day sarkisinin ikisi de 16 yasindayken intihar eden bi arkadasina yazdigini anlatti. daha anlamli oldu sarki.

konserin sonlarina dogru gizlice bikac fotograf cektim. en duzgunu bu:

gunun birinde daha yakindan cekicem, gorursun.

cok eglendim ben.

"konserine gidilicekler" listeme bi cizik daha attim.

"someone loves you."

Thursday, October 1, 2009

hadi

mektup arkadasim olsana.