Tuesday, December 28, 2010

kar kar kar kar..




degisim

biseyi yaparken bu seferkinin daha oncekilerden farkli oldugunun farkina variyo musun? her sey essiz aslinda. hic bi telefon konusmasi digerine benzemiyo, hic bi sarki dinledigin siradaki gibi calmiyo bi daha, o kitabi 3. okuyusunda ilk okuyusunmus gibi geliyo, ayni insanlarla gorusup duruyosun ama her seferi farkli oluyo, cuzdanini her actiginda yeni bisi bulabiliyosun, hic bi fotografin aynisini cekemiyosun, birini sevdiginde daha once kimseyi sevmemissin ya da seni kimse sevmemis gibi geliyo..

yasamin her aninda yeni bisileri kesfetmek kadar hebelehobolo bisi var mi?


bu sehir kocaman ama yine de bazen bi yerlerde birileriyle karsilasabiliyosun. seninle karsilasirsam sana sicak bisiler ismarliyim, hatirlat. kar yagdi ya, icimiz isinsin..

Thursday, December 16, 2010

soguk.

egildim, gozlerim karardi. kalktim, odam aydinlik. bugun ne giyilicek? hava eksi bes derece. (-5!) aradaki 3 saat ve 18 derece farkina kafam girsin. daha cok calismak lazim. okula gidiyim.

Thursday, December 9, 2010

donemin son dersi bugundu.

son zamanlarda gorulen asiri soguklara kar yagisi eklenmesine ragmen odada bulunan kardanadamla her sey goz ardi edilmis ve mutluluktan aglanmistir. yine de insanin kicinin donmasi kacinilmaz. donemin bitmesine 2 hafta kaldigi icin icerden bi ses "eeh eytere bea!" derken, inek olan digeri hala alabilecegi A'lar icin kasmaya devam ediyo. iyi de yapiyo, aferin bence. moo! derslerin bittigi gun buyuk kutlamalar ve ilerleyen bos ve soguk gunler icin alisveris planlari yapilacagi son haberler arasinda. diger yandan balon sonmekte ama hala salinamaz derecede bagli kalbime. yil da bitmek uzere, haberin var mi? yeni bi takvim almali. yazdim listeye.

esen kal. son gelismeler boyle..

Wednesday, December 1, 2010

supurge

bi canli yayin programina izleyici olarak davetliyim. cok zenci bi adam varmis sarkici. cok zenci ama. sisko bi de. altin kolyesi var kocaman boynunda. sunucu mu ne tanidigimmmis. program bi magazada olucak. ne sattiklarini bilmiyorum. ama hemen yaninda bi kitapci var. bunu elinde uzun zamandir aradigim ama bulamadigim bi kitapla elinde magazadan iceri girince o'ndan ogreniyorum. o kim bilmiyorum. indirimdeydi kitaplar diyo. 3 dolara mi ne almis hayvan kadar kitabi. kullanilmis ama diyo. olsun diyorum, ben kullanilmis kitaplari daha cok seviyorum. gitmek icin ayaklanirken bi yandan saatime bakiyorum, yayinin baslamasina 2 dakika var, yetisemem. yayin da gec biticek, yarida birakamam.. yarin da aciktir orasi hem di mi? yayin basliyo yonetmenin isaretiyle. ne konusuyolar hic birini anlamiyorum. yayin gec bitiyo soyledikleri gibi. cikiyorum ordan, eve gidiyorum. halamlar falan herkes bizde. kuzenim benim kulubemde kalicakmis, ben kardesiminkinde. bahcemizde bi kopek var. acik kahve, sirin bisi. ertesi gun anliyorum, orasi benim evim diilmis megersem. arabaya biniyoruz. kopek de binmeye calisiyo, babam izin vermiyo. onu alamayiz diyo. uzuluyorum. ama o gelemicek diye diil, orda yalniz kalip uzulucek diye.. gidiyoruz. sahne degisiyo, bambaska insanlar, bambaska yerler. bulanik burasi cok. sevgilimi gordum, kotu bisiler oluyodu. hatirlamiyorum. ya da hatirlamak istemiyorum..

disarda yagmur yagiyo, oysa icerde hic yagmiyodu..


Saturday, November 27, 2010

26

bak, buyudum ben.



Thursday, November 25, 2010

bugun

aglicak o kadar cok sey var ki..

ama gulucek daha cok.

Sunday, November 7, 2010

moo!

inek bi ogrenci oldugumu anlamissindir kenny. 

vizelerden 95, 95 ve 92 aldim. aferin bana. 

biraz daha otliyim.

kirik

dusen hayvani votka sisesini havada yakalamaya calisirken ters donen parmagimin ertesi gun cekilen rontgenlerden sonra catlak oldugu anlasildi. (salak. birak dussun.. ) simdi basima kalan ama daha ne kadar oldugunu bilmedigim faturayi odememek icin almak istedigim bagis, toplanan belgelerden evin kira kontratinin eksik olmasi yuzunden ucup gitmek uzere..

"merhaba, ben salak 4 parmak. "

-sag el.

Tuesday, November 2, 2010

surpriz

"bak, sana ne aldim."

"bu ne?" diyerek garip garip bakti elindeki, uzerinde eyfel kulesi olan silindir kutuya.

"kolu cevir."

cevirmeye basladi agir agir.  yuzundeki merak, elindeki dijital olmayan muzik kutusundan cikan seslerin hangi sarkiya ait oldugunu algilayana kadar orda kaldi. gozleri yavas yavas irilesmeye basladi, dudaklari aralandi. konusmak ister gibi. birinin cebinden en sevdigin cikolatayi cikarip sana verdigi anda oldugu gibi. oylece kaldi. bisi diyemedi. ben de onun yuzune bakakaldim. o kutuya.. bi sure oyle kaldik o kolu cevirirken.. o kutuya, ben ona odakli.. ritmi cozunce ona gore cevirmeye basladi kolu. sarki artik duzgun caliyodu. 

sonraki gunlerde ara ara onu evin bazi koselerinde muzik kutusuyla bakisirken bulduk, annemle gulustuk..

bugun bunlar geldi aklima. en son goreli 3 aydan az oldu. ama bana bi sene gibi geliyo..

yaz gelse, o gelse..

Saturday, October 30, 2010

ilginc.

bu yil cadilar bayraminda sarhos bi garson olmaya karar verdim.

Wednesday, October 27, 2010

tapinik

biliyorum, yanina bile yaklasamam pixar'in. hic oole bi iddiam yok zaten de.. demek istedigin bisi var. son 1 aydir bi dersim icin 1 dakikalik bi animasyon yapmaya ugrasiyorum, anam agladi zeus carpsin. heriflerin 35milyon kisilik ekibini bi kenara koymadan da soyleyebiliriz; nasil yapiyosunuz bunlari lan? tapiyorum, onlerinde saygiyla egiliyorum..

Saturday, October 23, 2010

ters

alarm kurmadan uyanabilmenin verdigi hafif mutluluktan sonra evde kahvaltilik bisiyin kalmadigini gormekle son bulan ders calisma hevesi.. markete gitmece, yanina aldigim nakit parayla aldiklarim arasinda benim lehime 68 cent olmasi. sevindirik olmak.. eve geldigimde dolabi acip ne yagin ne sekerin kaldigini gorup ben bagelima ne surucem simdi diye dusunmek.. portakal suyu icerken tost makinasina konan bageli beklenmedik bi sekilde derse dalip unutmak. mutfagin duman icinde kalmasi sonucu pencereyi acmak zorunda kalmak, gotu donmak.. ikinci girissimde de bunlari yazarken bagel'in biraz fazla kizarmasi.. sinir olmak.

Friday, October 22, 2010

falim

bugunku falimda soyle diyo:

"Ne kadar teselli olur bilmiyoruz ama bu hafta başınıza gelecek olanları Amerika'da yaşasanız, tazminat davasından kazanacağınız para yedi sülalenize bir ömür yeterdi..."

simdi nolucak?

Monday, October 18, 2010

panik

suan ceyda napiyo, ben sana soyliyim..

panik olmus bi sekilde odevleri uzerinde calisiyo. 

neden panik? 2 nedeni var.

birincisi, kendisi zaten oldum olali odev yaparken tirsar.. 

ikincisi, 28ine oldugunu sandigi odevinin aslinda 21ine oldugunu farketti.. ondan sonra bi tane 26sinda, bi tane de 28inde teslim edicekleri var.

bouaaag!

soyle dusunuyo; bu odevleri teslim ettikten sonra finalleri dayicaklar.. dayilar.

bu ne ya, korrkunc bisi. kabus gibin.

sunlari bitiriyim de oyle uyaniyim.


Sunday, October 17, 2010

kutu

gece yatmadan once aklima cok degisik bisi gelmisti. bunu not alsam mi diye dusundum. yok dedim, simdi uyuyim, yarin hatirlarim. unuttum ama. neydi ya..

dun ikea'ya gittim. cok seviyorum ben orayi, loto ciksa ilk isim oraya gitmek olucak. bi de kendime 35 metrekarelik bi ev yaptirdim mi tamamdir.. konuyu carpitmayalim, odama bi masa bi de komodin aldim. komidin mi yoksa.. yatagim haric butun esyalarim ikea'dan. bence sponsor olmalilar bana. 

Tuesday, October 12, 2010

oldu

sana da oluyo mu, bazen degisik geliyo. emanetmis her sey. giydiklerin falan. yok yok saka. bunu demicektim. sana da oluyo mu, miden bulaniyo mu bazen cok yemek yemekten.. neydi ya. bu da diildi. sey hissediyo musun bazen, boole gidecek yerin, sarilicak kimsen yokmus gibi.. ben hissediyorum bazen ama simdi diil. simdi mutluyum. nereye gitsem konusucak birilerini buluyorum. bu beni cok mutlu ediyo, cenem dusuk diye di mi?

kalbini mi kirdim, afedersin.

Tuesday, October 5, 2010

duydun mu?

bisi daha dicem!

duydun mu, biz son bi kez daha soole guzelce gezelim diye kis azcik daha ertelemis gelisini.. aslinda trafik sikisik, ben biliyorum. gelemiyo. persembe mesela, azcik daha bahar olcakmis. benim okulum var ama gezebilen gezsin, onlarin yerine de sevinirim.. ben de dersim bitince takarim kulakliklari, dansede dansede street fighter oynamaya giderim. aduugket! 

yarin ve cuma ceyda iletisime kapali olcakmis onu duydun mu? is diyince akan sular duruyomus. cok calisicakmis, isildicakmis boole..

son bisi! en guzeli! pazar gunu calismak yasakmis. gezip eglenme gunuymus, bunu kesin duymadin.. bahar kalsin, kis biraz daha ertelesin gelisini, tamam mi kenny? cok eglenelim.

Monday, October 4, 2010

ekim

duydun mu.. bu ekim'de 5 cuma, 5 cumartesi ve 5 pazar varmis. ve bu sadece 823 yilda bir olurmus..

Monday, September 27, 2010

computer skills

Saturday, September 25, 2010

buya

odami boyadim ben sonunda! sana diyorum. cok guzel oldu. seda cami yesili diye dalga gecti ama begendim ben. kuruyunca daha da koyulasmis bele.. (: emegi gecenlere bi de burdan tesekkurler..






bi de sozluk zirvesi vardi bugun. onun da fotograflari cok yakinda.. 

Monday, September 20, 2010

+4

birbucuk paket negro biskuvi
3 sigara boregi
bir avokado, bir salatalik, bir domatesten yapilmis salata
yarim adana durum
bikac lokma pide
bir gogus tavuk yaninda salata, pilav ve cacikla birlikte
keskul
yaklasik 100 gram cikolata
2 parca baklava

butun bunlari 4 saat icinde yiyebildigime inanabiliyo musun?

hayir, kac kilo oldum soylemem.. ayip.

Wednesday, September 15, 2010

afedersin

diyo ki senden bi bok olmaz afedersin. affetmem, ne affedicem. kalkip gidiyorum. once sandalyeden, sonra masadan uzaklasiyorum, ve giderek son yirmiucbucuk dakikami gecirdigim kafeden. kafe. yeni mekanim bi supermarket. gordugum en guzel ambalajli cikolatayla kasaya dogru yol alirken turlu engeller asiyorum. bi bebegin son model arabasina yanislikla tekme atiyorum ve aslinda yillar once olmus bi teyzenin onune atlayip sirasini caliyomus gibi yapiyorum. kasadaki kiz meraba diyo, en sahte gulucuk maskemi gosteriyorum. naber? diyo. laubalilige gerek yok diyorum icimden. noolsun diyorum disimdan. kartimi gecirip sifremi giriyorum. yanimda nakit tasimayi ogrenmeliyim. ama o zaman da paraustu olarak bozukluklari bana kakalayinca agirlik yapiyo onlar, cuzdanim kapanmiyo. aslinda en fazla 15 birim para olmasina ragmen sanki cok zenginmisim gibi bi izlenim veriyorum, degisik bakislara maruz kaliyorum. iyi gunler dileyip cikiyorum marketten. ne kadar iyi bi gun olabilir ki, butun gun o kasanin arkasinda kirli paralara dokunup duruyosun, bazen gelip sikayet ediyolar sana, bu orda bilmemkac para yaziyo ama sen benden fazla para aldinbikbik.. yoneticiyi cagir o zaman, gelsin, hanfendi bakinsimdibooleboole.. sonra yorgun argin eve git, yemek yapmaya usen, pizza siparis et, kola gaz yapsin, bundan da sikayet et anasinisatiyim. yazik. benim gunum de guzel gecsinmis, oyle diyo. cikiyorum. dis ipi kullan demisti disci, "yok" bahane sayilmaz diye bi eczaneye girip bahanemi kendi ellerimle olduruyorum. bunu yaparken hala ne ise yaradigini bilmedigim anahtarlik seklinde yapildigi icin asla evde unutmana izin vermedikleri klup kartimi kullaniyorum. evet cok ozel bi klubun uyeleriyiz aslinda biz. seni almicaz aramiza. yok lan, saka. telefon numarani versen hemen seni de aralarina alirlar.. cantama koyuyorum anahtarlarimi. kafeye geri donuyorum. hala orda oturuyo yuzsuz. altta kalamam, ondan yuzsuz olmam lazim, gidip yanina oturuyorum. asil senden bi bok olmaz, diyorum, affetsen de affetmesen de. gulumsuyo. aglayan insan gorup aglamadan duramadigimdan olsa gerek, karsilik veriyorum. ogle aram bitti diye kalkiyo. isten ciksana diyorum, sikmadi mi seni artik. gezelim butun gun, sinemaya gidelim falan.. yine guluyo. neden her seyime guluyo.. diyo ki senden bi bok olmaz afedersin. affetmem, ne affedicem..

Friday, September 10, 2010

sisko patates

sadece 2 kilo aldigimi dusunuyodum, gobek yaptigimi da.. buraya gelince karindaki sislik inince aldigim kilolar da gitti sandim. bu sabah bi tartildim. o iki kilonun yaninda bi arkadas daha gelmis. gobek yapmadan kilo almak kadar guzel bisi var mi, soylesene?

kaybedecek bi seyim yoktu..

sensin sisko patates.

Friday, September 3, 2010

ikibucuk

formspringde kendisini kizdiran insanlara su linki gonderen bi kardesim var. sesli guldum buna ben. evet.

sarkili oyunlu

ruyamda biri sevdigim bi sarkiyi dinliyodu. ben de onu o sarkiyi dinledigi icin biraz daha cok seviyodum..

sevmiyorum.

gecen gun tamamen zittim olan biriyle takildim, yemek yedim. "insanlarin cesitliligini seviyorum" dedi bana. ben de seviyorum.. sonra "butun insanlari seviyo musun?" diye sordu. hic dusunmeden cevap verdim. hayir, butun insanlari sevmiyorum. o seviyomus. neden seviyim ki ben herkesi? bana yamuk yapani neden seviyim mesela? beni arayip sormayani neden seviyim? aklima bile gelmiyoken.. annemi aglatani neden seviyim.. ("anasini aglatmak" deyiminin burayla hic bi ilgisi yok) ya da beni satan insani.. salak bi insan oldugumu dusunuyosan seni neden seviyim mesela? 

yok butun gece bunlari konusmadik cocuk gibi. sarhos oldugumuz bi donemdi.

simdi diiliz.

Wednesday, September 1, 2010

Elif Safak - The Politics of Fiction

Friday, August 27, 2010

harika avci

enistem, ben kucukken, ilk kelimelerinin "harika avci" oldugunu soylemisti bi kere. inanmistim.

sensin saf.

my fish is moving!

where is my fish?

damn, my fish is not moving!

i love my fish.

hey, your fish looks beautiful.

oh, my fish is moving!

**

yolda bu cumleleri soyleyen insanlarin taklidini yaparken, insanlarin garip bakislarina maruz kaldim.

ama tahmin ettigin gibi bunlar bi derste insanlarin kurduklari cumleler. flash kullanarak cizdigimiz baliklari yuzdurmeye calistik. yuzdu benimki. aferin bana.

Monday, August 23, 2010

film

gecen gece metro istasyonundan eve dogru yurudugum yolda kapkac sahnesi cekiyolardi. busuru polis arabasi, cigliklar, kosusturmacalar.. korkunctu. korktum.

saka saka. gercekti. gercekten korktum.

Wednesday, August 18, 2010

she explores, she colors

SHE EXPLORES SHE COLORS / stop-motion video from Pelin Un on Vimeo.

Monday, August 16, 2010

asian

Friday, August 13, 2010

dugum

bugun arkadaslarimla vedalastim, sagolsunlar aglatmadilar. gozlerim doldu ama, yalan soylemiyim.. bogazima bisi takildi bi de..

insanin arkadaslarinin, ayni ugraslari biraktiktan sonra giderek kendi alanlarinda yogunlasmalariyla birlikte her gecen gun sana biraz daha az vakit ayirmalari uzucu.. ama geriye kalan 3-5 tanesinin ne olursa olsun yaninda olmalari guven verici.. 

bakalim bi daha ne zaman gorebilicem.. 

pazar sabaha karsi ucuyorum. hala gitmek istemiyo bi yanim..

Thursday, August 12, 2010

kolay

"suan seni ne mutlu eder?" diye sordu. ilk aklima gelen seyi soyledim; "cikolata!"

hemen cebinden bi cikolata cikarip vermisti. cok mutlu olmustum.

simdi sorsan o kadar kolay diil sanki..

Wednesday, August 11, 2010

gec

before sunrise ne guzel filmmis, neden soylemiyosun kenny? dogru, sen soyledin de ben izlemedim..

viyana'ya gitmeden once izleseydim daha bi farkli olurmus orasi benim icin, evet.

simdi sirada before sunset var. ama korkuyorum izlemeye. kotu bisi olursa o filmde diye. boyle bi umut var sonunda, nasil biticeeni kurdum ben zaten kafamda. mutlu. 

hep oyle yapiyorum zaten. mutlu bitiyo her sey kafamda.. gulumsesene.

Monday, August 9, 2010

bulanti

insanin korktugu seyler basina geldiginde midesinin bulanmasi garip diil mi? butun o yediklerini kusmak ister gibi..

oyle..

ilk defa amerika'ya donmek istemiyorum.

gecici biliyorum..

Sunday, August 8, 2010

ben

boole turk filmlerinde falan olurdu ya.. birinin cocugu kaybolurdu, sonra annesi derdi; iste bilmemneresinde soole bi ben var, benimkinin aynisi, bak.. hakkaten de cocukla annesinin ayni yerinde ayni sekilde bi ben olurdu..

iste bu yuzden bi ara kendimi uvey evlat sanmisligim var.

turk filmlerinin cocuk psikolojisine etkisi boole bisi. evet.

Thursday, July 1, 2010

efsane

dun teknede, kaptan koskunde oturuken bi ara kaptan yerinden kalkti ve gemi saga dogru yoneldi. ardindan agzimdan hep kurmak istedigim cumle cikti:

"kaptan, gemi saga cekiyo."

guldum. kaptan gayet dogal " aa neden oyle oldu dur bakalim.." falan diyip oturdu geri dumenin basina. 

guldugumle kaldim.

Saturday, June 26, 2010

3.

bugun o cumartesi. pasaportuma 3. vizemi bastilar. baslik "vizum." gulme. ben gulucem. cok mutluyum ya, ondan..

tamam tamam sen de gul..


Wednesday, June 23, 2010

huzursuz

cumartesi gunku ucaga pasaportumda yeni bi vizeyle binsem ne guzel olcak.. 

korkuyorum cok.

Saturday, June 19, 2010

dolma

insanin kendine mektup yazmasi garip mi?

peki bikac yil sonra o mektubu okuyup da gozlerinin dolmasi?

salak miyim ben?

saol.

sen de lahanasin o zaman.

Friday, June 18, 2010

yum.

iki gundur kabus gorup uyaniyorum, sabahin korunde. sana gore-bana gore diil. bildigin sabahin koru. sonra uyuyamiyorum. gecenin bi yarisina kadar calisiyorum. uyumak bilmiyorum. yine sabahin korunde uyanirsam diye korkuyorum. isin kotu yani, o kadar erken uyaninca gun bitmiyo, biliyo musun..

ayak sizlamasindan daha kotu bisi varsa o da sirt agrisi diildir, ikisinin evlenip senin vucudunda cocuklar dogurmasidir. bele yayilmasidir her bi yere. butun gun calistiktan sonra bunu farketmen kotu. yatakta uzanman guzel ama. bi de tabak tasimaktan restoran kadrosu olarak kas yaptiginizi farketmeniz komik biraz. degistiricem bu isin adini, daha sportif bisiler koymak lazim. garsonluk cok sey bele.. hantal.

mutfaktayken "cik cik, sevgilin geldi" dedi. kimmis ki o diye disari bi baktim, jerry. kactim geri iceri. asli'ya "arkadan da cok guzel gorunuyosun" dedikten sonra bitti benim gozumde jerry. geriii.

restoranda calismak cok guzel aslinda, busuru yemek yiyebiliyosun. dusunsene postanede falan calistigini, hic bana gore diil. neyinden faydalanicam ki onun. ama restoran oyle mi. hem hic bitmiyo ihtiyacin. insanoglu dedigin 4-5 saatte acikiyo. elinin altinda yemek olsun. oh, mis.

yasasin yemek yemek.

kahrolsun kuresel isinma.

mucver guzel sey. sen sevmesen de olur.

Saturday, June 12, 2010

kus

gecti biraz zaman ama simdi soyleyip suprus yapayim, seni sasirtayim istedim kenny. havalara ucucam. haziran'in 26sinda. uzun uzun.. 27sinde konucam istanbul'a. babam orda beni bekliyo olucak, dusunebiliyo musun? edos da yaninda..

ne dersen de, zaman cabuk geciyo.

gozunu actiginda yaninda olucam..

Tuesday, June 8, 2010

en az 18%

ceydaaao, gelsene bi.. (korku dolu gozler)

efendim?

bu adam bana bukadarcik bahsis vericekmis, karttan bu kadar cek dedi. vergiden bile daha az.. napicam?

belki ustunu nakitle tamamlar?

sanmiyorum.

hmm.. (cesaretini topla)

...

merabaa, nasildi yemeginiz? her sey yolunda miydi?

evet her sey cok guzeldi, bu kadar kucuk bi restoranda boyle guzel vakit gecirebilicegimizi dusunmemistim hebelehobolo.. (aksanli ingilizce, tam tahmin ettigim gibi)

cok sevindim, peki serviste bi sorun var miydi?

hayir, her sey mukemmeldi..

oyle mi.. cunku biz new york sehrinde musterilerimizden en az 18% bahsis bekliyoruz, house pay almadigimiz icin yasamimizi bahsisler uzerinden kazaniyoruz da bikbikbik..

aa 18% mi? bizim oralarda boole diil bu. (cuzdanina elini atip bi yirmilik cikarir hemen) al bakalim o zaman bu da senin icin.

tesekkurler (bu kadar utanmana gerek yok, hakkini istiyosun. di mi? dur konuyu degistirmem lazim) nerdensiniz peki?

almanya.

aa ne guzel belebelebikbik..

di mi di mi..

cok tesekkurleeer, iyi aksamlar..

...

giderken yine cok tesekkur etti bana. bozulmadi hic. aferin. ozge benimle gurur duydu. cem'in de gozleri yasardi.

utandim ama ben yine de. banane.

Wednesday, May 12, 2010

sizi

naber? ben bugun cok calistim. usudum bi ara iste. sonra actilar kaloriferleri bele sonuna kadar, isindim.. 

o kadar cok yemek yedim ki bugun, yakinda sismanlicaksin dediler bana hep.. eve geldigimde karnim acti hala. evde ekmek yoktu ama.. ivir zivirla karin doyurulmamali.. bugunluk bele mecburen..

ulker cikolatanin fistiklisi var ya, cok guzel iste o.

ayaklarimin alti sizliyo. yorulmusum.

uyucam simdi, yarin ingilizceden sinavim var. cok korkuyorum. 

korkarak uyucam bele.. 

bazi insanlar hic korkmadan uyuyolar negzel.

ama bence onlar da korkarak uyumali.. 

Tuesday, May 11, 2010

cekil yolumdan

bu eve tasindigimdan beri kapinin bana tavri cok garip. geceleri eve geldigimde acilmiyo, anahtar donmuyo. iki saat parmak uclarimi acitana kadar cevirmeye calisiyorum. bazen o pes ediyo, donuyo. bazen de ben pes ediyorum, kapiyi caliyorum icerden sesler geliyosa. bu sefer bana anahtarimi geri vermiyo. barisicaamiz gunu sabirsizlikla bekliyorum.

dun gece yine ayni anlasmazliklar icindeyken ev arkadaslarimdan biri geldi acti kapiyi. cantami falan odama birakip mutfaga yanlarina gittim. naber dedim, iyi senden ben de iyiyim noolsun makarna yer misin? yok tokum, saol dedim. hadi ya, saol dedi imali imali.. alalaa naaptim ki simdi.. ben yemegin kaynagindan geliyorum biliyosun. dogru dedi.. cok yapmisim da.. o da benim gibi ayarini bilemiyomus makarnanin.. neyse, banyoda isiniz var mi? kafalarini salladilar, hemen hayir anlamina geldigini anladim.. cok zekiyim.

sonra ders calistim falan, sabah oldu. yine ders calistim. 10a dogru, diger bi ev arkadasim giderken kapiyla kavga etti. onlar da anlasamiyomus.. sadece bende bi gariplik olmadigini biliyodum zaten.

Monday, May 3, 2010

oylece..


cok sicak ama nemli diil. semsiyenin altinda uzaniyorum, denizin tuzu hala uzerimde. ayaklarimi uzattigim yere gunes geldigi icin iki buklum bi konuma geciyorum yavas yavas.. farkediyo bunu, ayaga kaliyo aniden. terliklerini giymedigi icin ayaklari yaniyo, iki adimda golgeye ulasiyo yanimdaki. semsiyeyi yerinden cikarip ayarliyo tekrar. uzatabiliyim ayaklarimi diye.. prenses gibi davraniyo bana. prensesiyim cunku ben onun.. mesela sabahlari erkenden kalkip cayi demliyo, o olurken yakindaki firindan en sevdigim poocalardan aliyo. uyandirmiyo beni bi saate kadar. cok gec olmadan da "hadi kalk, kocakafali" diyo. ona benzedigim icin cok seviyo beni, mantikli oldugumu dusunuyo. bana guveniyo, cok soru sormuyo.. ne istersem o oluyo onunla oldugumda.. patates kizartmasiyla bira siparis ediyo. patatesleri ben bitiriyorum, hic laf etmiyo. muzik caliyo arkamizdaki bufede, sesi geliyo hafif hafif. denizin dalgalarina karisiyo.. oylece oturuyoruz..

Sunday, April 25, 2010

ben tasindim ki

bak odam ne guzel:

temizlikte ve kurulumda emegi gecenlere bir kez daha tesekkurler. 

yine de en birinci benim ki.

tasindim hem ben.

Monday, April 19, 2010

hillaryoz?

a bus stops and two italian men get on. they sit down and engage in an animated conversation. the lady sitting behind them ignores them at first, but her attention is galvanized when she hears one of the men say the following:
"emma come first. den i come.
den two asses come together.
i come once-a-more.
two asses, they come together again.
i come again and pee twice.
den i come one lasta time."
"you foul-mouthed pig" retorted the lady indignantly.
"in this country we don't talk about our sex lives in public!"
"hey, coola down lady," said the man. "who talkin' abouta sexa? i'm a justa tellin' my frienda how to spella mississippi'."


eglenelim ogrenelim gibi bisi oldu.

Wednesday, April 7, 2010

azcik

okulun bitmesine 5 hafta kalmis, inanilir gibi diil di mi?

biri bana gelsin. oeh.

annem gelsin.

***


havalar cok guzel, inanilir gibi diil di mi?

dun ders arasinda adini bilmedigim, okulun dibindeki parka gittim, oturdum nehir kiyisinda. sicakladim arada bi, bu gunler hic gelmicek sandim..

***


ceyda bugun, butun gun calisicak. inanilir gibi diil di mi?

sen calissana bi gun de benim yerime kenny.

Tuesday, March 30, 2010

hea?

ring ring!


-hebele restaurant.

+hi, do you deliver?

-yes, we do.

+well, it says Turkish, but do you have Italian food too?

-no, we don't.

+thank you.

cat!


kutuphaneye gidip hamburger ismarlamaya calisan bi kadinin videosu vardi.. calisan kadinin orasinin bi kutuphane oldugunu soylediginde kadinin daha kisik bi sesle siparis verdigi..

o geldi aklima.

Sunday, March 7, 2010

yesilmisik

masum gorunusumun altinda serseri bi ruh varmis. zibidiymisim.. az cakal da diilmisim.

bi sariliyim o zaman..

Friday, March 5, 2010

pabucumun amerikan filmleri

orda burda fotoooraflar gordukce bele guzel guzel, nefes kesen agirliktaki cantama esek kadar kamerayi atip derse giderken onunla kucuk bi macera yasamayi icimden geciriyorum. 

amerikan filmlerinde her ogrencinin dolabi oluyodu da, biz de "aa ne guzel memleket, bak ogrenciler yorulmuyo hic." diyoduk ya. hepsi yalan!

mezun olduktan sonra kollarimi lazer ameliyatla aldirmayi dusunuyorum.

Monday, March 1, 2010

esittir

yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz yatcazkalkcaz arti yatcazkalkcaz carpi seksenalti.

Wednesday, February 24, 2010

aglamak garanti!!!11!1

facebook videolerinin yanina bazi insanlar "aglamak garanti!!!11!1" yaziyolar.

aglamak istesem o videoyu izlemem ki, cocugumu keserim..

alkis?

katil bana

yatagin ustunde ziplayarak bu sarkiyla dansettim dun.. cocukluguma geri dondum. sen de yap, cok guzel oluyo.

gulmesene..

Thursday, January 28, 2010

mavi onluk

birazdan evden cikip donemin ilk derslerine giricem. dersleri diyorum, zira bugun onlardan 4 tane, toplam 7 saat var. 

kafam sismesin gunun sonunda.

annem olsaydi keske yanimda, beni okula goturseydi..

korkuyorum.

el salla

"gorusuruuz" diyip ortami terkeder gibi yaptim. oysa kapinin ordaki aynada saclarimi duzeltip beremi takicaktim. durdugum yerden ikisini de gorebiliyodum. bana dogru donuk olana takildi gozum, digerinin bisi deyisi ardina bana bakmisti. ardindan digeri de soyle bi kafasini cevirdi ama bana bakmadi, benim orda oldugumu gorebilecek kadar.. sonra bana donuk olan gulumsedi cok cok hafif. icime bi kurt dustu. hakkimda iyi bisi konussalardi bana bakip dogru duzgun gulumsemezler miydi? ama panik yaptilar o an, naapicaklarini bilemediler..

evet paranoyagim, sanane..

--beni boyle sev--



Thursday, January 21, 2010

bulsana..

birisini ozlemek istiyorum, ama kimi ozlesem bulamiyorum.. 

yok oyle diil.. ozlediklerim de var ama sanki biri eksik.. 

bulsana.

Monday, January 11, 2010

latest news

ocaga kurufasulyeyi koyup da bi sure sonra unutup "iyy ne bicim kokuyo, nerden geliyo ki bu koku?" diye dusundugum icin kendime guluyorum. sen de gul. hic seemem kurufasulye. ama cok guzel soganlar aldim, pearl onion diyolar ya hani kucucuk. iste onlar cok guzel gorunuyo kurufasulyenin icinde diye yapiyorum. elime saglik.

bilgisayarim geldi, cok sessiz bisi. hic yaramazlik yapmiyo, aglamiyo etmiyo, uflemiyo.. canim benim.

patronumdan yaz icin izin aldim, sorun etmiceklermis bikac hafta izni. zaten temmuzla agustosta isler hic iyi olmuyomus..

yazin en sevdigim kuzenim gelicekmis buraya bi de. ondan sonra da benim negzel planlarim var. soole 2x falan hizlandirsak zamani, ne dersin kenny?

ev ariyorum bu aralar, aklinda olsun, kulaana bisi gelirse soyle. 

esen kal.

Saturday, January 2, 2010

noluyo ya?

2010a girdik girmesine, tabi ne mutlu falan da, bilgisayarim yilin son gunu sizlere omur. HP alanda kabahat zaten. hayallerindem bi geri adim atip lenovo aldim yeni. gelicekmis 5 gun sonra, beklemedeyim..

sonra bu sabah sevgili telefonum son sozlerini soyledi bana, alarmiyla uyandirdi. ondan sonra o da sizlere omur..

ipodumun bozulmasindan cok korkuyorum.