Tuesday, July 29, 2008

missing him.

koleje kayit isleri icin gerekli olan ve uzun suredir beklenen belge geldi. hemen telefona sarildim haberdar etmek icin. tesekkur ettim.

sonra aklima bisi geldi, babamin el yazisini cok ozlemistim. kargo paketinin uzerine baktim, ama yazi baskasinindi. minicik bi hayal kirikligi.. sonra belki de paketin icinde bisi vardir diye kenara firlattigim zarfa dogru ilerledim. hani boyle sey olur ya, hem umut vardir icinde "ya olursa?" diye, ama bi yandan da biliyosundur icten ice bisi olmadigini.. oyle.. minicik bi kagit gozume carpti. soyle diyodu:

"optum, 
baban."

bugun, o cok ozlenen el yazisinin yaninda bi de opucuk geldi cok uzaklardan. pek yakinlardan da 2 damla gozyasi..

Friday, July 25, 2008

s.uz.acma.un

ben, dedi, kendimi pek severim. bak bu biyiklarin altindaki agzi goruyo musun.. neler dedi bu. ama sen hic birini duymadin. bu yuzden bana hayran olmamani simdilik hos gorebilirim. ileriki gunlerde bunyende olusacak degisiklikleri simdiden gozden gecirsek iyi olucak. mesela kendini hep mutlu hissediceksin, her an beni ve biyiklarimi dusunuceksin. sen ki biyiktan nefret eden bi insansin ama yine de benimkiler icin ayri dusunceler ediniceksin. bunlar emir diil yanlis anlama. sadece simdiden haber veriyorum ki "noluyo bana?" ya da "nerdeyim ben?" deme sonradan diye.. mesela parkta cimenlerde uzanirken kuslarin sesleri bi sekilde seni alicak, uzak diyarlara...

ay.. sacmalamaya mi basladi ne? bu koku ne? dondum, baktim. kokan kisi tanidik diildi. hatirladim kokuyu nerden tanidigimi. eski gunleri hatirladim. ne cok guldum. ne cok agladim. lise yillari ne berbatti. o dugunde giydigim yesil takim ne cirkindi, saclarim kisacikti. oylum ne salakti. kendini bisi zannederdi. ben hic kendimi bisi zannetmedim. ben hep kendimi kendim diye bilirdim, kendimin de bi bok olmadigini bilirdim. o zaman icin. simdi bisi oldum mu bilmiyorum ama yine de kendimi bisi sanmiyorum. seviyorum ama. bi bok olmasam da.. 

dedigim gibi al sen su karti, cep numaram arkada yaziyo, ev numaram onde. feysbukum da var bak. modaya da ayak uydururum. oole geri kafali falan sanma biyiklarim var diye. arada bi alaka oldugunu da sanma, ben sadece genellemeleri ortadan kaldirmak icin soyluyorum bunu arada bi.. ay simdi eve gitmem lazim. mac baslicak. kacirirsam olmaz. taksii!! arabayi almadim bugun. cumartesi gunleri cok trafik oluyur biliyur musun? eyvallah..

HII, selametle.. artik dolasmanin bi anlami yok. hayatimin erkekiyle de tanistim, iyi oldu. alalaa.. neyse. 50ye yuriyim bari. E trenine atladim mi klimaya da kavustum demektir.. bu magaza yeni acilmis galiba, ya da ben uzun suredir buralara gelmedim. .. istasyona da klima takmalari lazim bence. bi tek 63tekinde var, kirmizi istasyonda. aa 63. evet. kitabimi okusam mi, yoksa muzik mi dinlesem. neyse trene biniyim, ole.. .. insanlarin yuzlerine bakmicam diye oyle kasiyorum ki, bazen birisinin suratina dalmis bi sekilde yakaliyorum kendimi. ay.. yere bak. benim ayaklarim oyle bakimsiz olsa hayatta parmakarasiterlik giymezdim. bu insanlar neden giyinmesini bilmiyolar kuzum? su bluza bak, bi de su sorta.. uff local miymis bu.. burda neden durdu ki.. bu kadin ne baariyo? "come back here! come back you shit! fuck!" kapilar kapandi, kadin icerde, adam disarda kaldi. iyi bari bi ben bakmiyorum, herkes bakiyo. kadin bize dogru geliyo. baariyo bi asyali adama. "who the hell is that? who the hell are you hanging out with? why are you follwoing me? who the fuck is that?" daha ne kadar ayni seyleri tekrarlicak bu? asyali adamda doktor kiyafeti var, akilli bi seye benziyo. kadina bak bi de. siyah pantolon, botlar, siyah mont, bere, ustune kapson. kafayi mi usutmus de bu boyle giyinmis.. hala ayni sorulari soruyo. adam da "manyak mi bu?" der gibi bana ve yanimdakilere bakiyo. guluyo hafiften olaya bi hava katmak icin sanirim. oha! kadin tekme atti adama. adam ayaklandi. agzini sanki fuck dicekmis gibi bi sekle soktu. kadin ayni sorulari sormaya devam ediyo? "why are you following me?" geri cekilmeye basliyo.. "you are following me and everybody in this train is aware of that." geriledi, yerine oturdu kapsonunu daha da one dusurup. doktor kilikli adam da basini one egmis oole duruyo. bi sonraki istasyon.. herkeste bi gerginlik var sanki, kimse belli etmese de. neyse ki adam iniyo.. kitabimi okiyim bari.. ne cabuk geciyo zaman oyle.

metroda bi gerilim oluyo hep, oturucak yerler doluysa ve ayakta bikac kisi varsa. kim kalkicak bi dahaki durakta? bana daha yakin olucak mi? adam yanimdan gecerken onumu kapadigi icin o yer bana yakin olmasina ragmen baskasi mi kapicak? bu gerilim sen koltuga kicini gosterene kadar devam ediyo. oh diyosun, dunya varmis. hele benim gibi 10 saatten fazla calistiysan.. ayakta...oturamazsan da oturana cemkirik bi bakis atiyosun o gormeden. bi dahaki firsati beklemeye koyuluyosun..

aciktim. 

optum.

Tuesday, July 22, 2008

bizden bahsediyo. bak simdi...

alisverise gittik gecen gun. gay arkadasin telefonu caldi, acti..

hey there! what's up?
....
good, shopping with girls.
....
no, no. these are real girls, girls with boobs. 

Friday, July 18, 2008

yaz, kum, gunes, sahil...

sevgili kenny,

yarin, biraz gec olsa da, yaz sezonunu acmak uzere new jersey sahillerine gidiyoruz arkadaslarla birlikte.. muhtemelen manasquan. cok heyecanli..

sana ordan kart atarim.

sevgilerimle.